Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sanal bahis ve kumarla mücadele kapsamında devletin tüm kurumlarının kararlı bir duruş sergilediğini belirterek, bu alanda kapsamlı bir eylem planının hayata geçirildiğini açıkladı. Bakan Tunç, ayrıca Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına dikkat çekerek komisyonun rapor hazırlık sürecinde olduğunu ve ortaya çıkacak yol haritası doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin Meclis tarafından yapılacağını söyledi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Tunç, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletin en üst kademesinde sanal bahis ve kumarla mücadele konusunda güçlü bir irade bulunduğunu vurguladı.
Bakan Tunç, Terörsüz Türkiye sürecini sabote etmeye yönelik provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurgulayarak, terör örgütünün feshi ve silah bırakma sürecinin devletin ilgili kurumları tarafından titizlikle izlendiğini sözlerine ekledi.
“SANAL BAHİS VE KUMARLA MÜCADELEDE KARARLIYIZ”
Bakan Tunç’un açıklamaları şöyle;
“Sanal bahis ve kumarla mücadele konusunda, devletimizin ilgili kurumlarında başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere büyük bir kararlılık bulunmaktadır. Bu kapsamda, geçen ay bir genelge de yayımlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız, konuşmalarında bu konuya defalarca vurgu yapmıştır.
Özellikle sanal bahis, teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte sanal kumarın çocuklarımızı ve geleceğimizi tehdit eden bir boyuta ulaştığını göstermektedir. Aile bütünlüğünü bozan, aileleri çökerten bir noktaya doğru ilerlemektedir. Bu nedenle, bu alanda kapsamlı bir çalışma yapılması gereği ortaya çıkmıştır. Bu sorun yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın karşı karşıya olduğu bir problemdir. Vatandaşlarımızı; çocuklarımızı, gençlerimizi ve ailelerimizi korumak amacıyla birtakım çalışmalar başlatılmıştır.
Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın kabinede verdiği talimatlar doğrultusunda hem de Cumhurbaşkanlığı genelgesi çerçevesinde, bir eylem planı oluşturmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında, ilgili bakanlardan oluşan bir komisyon uzun süredir çalışmalarını sürdürmüştür. Bu çalışmalar neticesinde bir eylem planı oluşturulmuştur. Eylem planı kapsamında Adalet Bakanlığına düşen hususlar olduğu gibi, diğer bakanlıklara düşen sorumluluklar da bulunmaktadır.
“CAYDIRICI ADIMLAR ATIYORUZ”
Elbette önleyici tedbirler bakımından yapılması gerekenler vardır. Ancak suç işlendiğinde, özellikle yaptırımlar ve caydırıcılık açısından atılması gereken adımlar da büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, ilk etapta 11. Yargı Paketi’ne, bilişim suçlarıyla mücadele kapsamında önemli maddeler eklenmiştir. Özellikle internet ortamında ve bilişim yoluyla işlenen suçlar ile bilişim yoluyla gerçekleştirilen dolandırıcılık fiillerinin etkin bir şekilde soruşturulması, gecikmeksizin hesaplara el konulabilmesi ve mağduriyetlerin giderilebilmesi amacıyla önemli düzenlemeler yapılmıştır.
HESAPLARA ANINDA EL KOYMA DÖNEMİ
Söz konusu düzenlemeler Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçmiştir. Buna göre, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128. maddesinde yer alan rapor şartı aranmaksızın, acele hâllerde Cumhuriyet savcılarının mağduriyetlerin önüne geçmek amacıyla el koyma kararı alarak hesaplara derhâl el koyabilmesine imkan tanınmaktadır. Ayrıca, telefon yoluyla dolandırıcılığın önlenmesine yönelik düzenlemeler de bulunmaktadır. Telefon hatlarının belirli ölçülerde sınırlandırılmasına ilişkin olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na yetkiler verilmektedir. Bu hususlar kanun teklifinde yer almaktadır.
Yine burada özellikle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) yabancılara yönelik hatlar konusundaki çalışmaları önem taşıyor. Çünkü bu yabancı hatlar yoluyla vatandaşlarımıza mesajlar geliyor. Telefonlarına gelen bu mesajlara bir kez tıkladıklarında hesaplarına ulaşılıyor ve büyük mağduriyetler yaşanıyor. Bunu hep birlikte görüyoruz. Bunları önlemek bakımından, yabancılara verilecek hatların belli bir numara grubundan oluşması ve vatandaşlarımızın, gelen mesajın yabancı bir hattan geldiğini anlayabilmesi gerekiyor. Buna benzer şekilde, özellikle banka ve ödeme kuruluşlarına da sorumluluklar yükleniyor. Hesap açma ve telefon aboneliği işlemlerinde, banka ya da ödeme kuruluşlarında biyometrik doğrulamanın yapılması zorunlu hale getiriliyor. Çipli kimlik kartlarıyla ilgili zorunluluklar ile bankalara birtakım yükümlülükler getiren bu düzenlemeler, 11. Yargı Paketi’nde yerini aldı. Bunlar elbette yasal düzenlemelerdir.
Diğer yandan, sanal bahis ve kumarla ilgili yürütülen soruşturmalara Cumhuriyet Başsavcılıklarımız tarafından devam edilmektedir. Ülke genelinde Cumhuriyet Başsavcılıkları bünyesinde bilişim suçlarıyla ilgili bürolar oluşturulmuştur. Cumhuriyet savcılarımızın ihtisaslaşmasını bu anlamda çok önemsiyoruz. Soruşturmaların daha etkin hale getirilmesine yönelik çalışmalar sürmektedir. Ülke gündeminde yer alan sanal bahisle ilgili soruşturmalar devam etmektedir. Bu soruşturmalar, yargının ve Cumhuriyet savcılıklarının yürüttüğü süreçlerdir. Hep birlikte, bu soruşturmaların sonuçlarını sizler gibi bizler de takip edeceğiz.
Tarafsız ve bağımsız yargı; kim suç işlemişse, kimin kusuru ya da kastı varsa bunları tespit edecek olan mekanizmadır. Cumhuriyet savcılarımız, soruşturmalar sonucunda iddianame düzenlenmesi gerekiyorsa bunu yapacak; mahkemelerimiz ise istinafı ve yüksek yargısıyla birlikte adaleti ortaya çıkarmak için en doğru kararları verecektir.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ, ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZİN GELECEĞİ İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ”
Değerli arkadaşlar, terörsüz Türkiye süreci, ülkemiz ve milletimizin geleceği için son derece önemli bir süreçtir. Başarıya ulaşması için devletimizin ilgili kurumları, siyaset kurumu ve bütün milletimiz büyük bir koordinasyon ve beklenti içinde çalışmalarını sürdürmektedir. Son bir yıla baktığımızda bunu “terörsüz Türkiye süreci” olarak adlandırıyoruz. Aslında bu, 41 yıllık bir mücadelenin sonucudur. Güvenlik güçlerimiz bu süreçte canlarını feda etmiş, büyük acılar yaşanmıştır. Binlerce askerimiz, polisimiz ve sağlık görevlimiz maalesef şehit edilmiştir. Şehit cenazelerinde yaşadığımız acılar ve sıkıntılar, devlet görevlilerinin ve siyasetçilerin omuzlarındaki ağır sorumluluğu bir kez daha hatırlatmıştır. O günleri unutmadık ve bir daha o günlere geri dönmek istemiyoruz.
Bu 41 yıllık mücadelenin son 23 yılında ise, terörün istismar ettiği alanlar birer birer ortadan kaldırılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2002 yılında göreve geldiğinde attığı ilk adımlardan biri olağanüstü hâlin kaldırılması olmuştur. Ardından demokratikleşme adımları atılmış, temel hak ve özgürlükler yalnızca Kürt vatandaşlarımız için değil, tüm vatandaşlarımız için genişletilmiştir. Son bir yıla geldiğimizde, Sayın Cumhurbaşkanımızın Ahlat’ta yaptığı konuşmalar, “iç cepheyi güçlendirelim” vurguları ve Sayın Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı çağrının ardından; terör örgütünün fesih kararı alması ve silahları yakmasıyla önemli bir aşamaya geçilmiştir.
Bu sürecin en önemli aşamalarından biri de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kurulması olmuştur. Meclis Başkanımızın başkanlığında oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu önemli toplantılar yapmış; tarafları, devlet kurumlarını, bakanları ve siyasi parti temsilcilerini dinlemiştir. Siyaset kurumunun neredeyse tamamı görüşlerini ifade etme imkânı bulmuştur.
“ORTAK BİR RAPOR HAZIRLANMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR DEVAM ETMEKTE”
Şu anda rapor yazım sürecine gelinmiştir. Siyasi partiler raporlarını peyderpey komisyona sunmaktadır. Her partinin bu konuda farklı görüşleri olması son derece doğaldır. Ortak bir rapor hazırlanmasına yönelik çalışmalar da devam etmektedir. Meclis Başkanımızın çalışmaları tamamlandıktan sonra, ortaya çıkacak ortak rapor ve çizilecek yol haritası doğrultusunda yasal düzenlemeler gerekiyorsa, elbette ki Meclisimiz bunları yapacaktır. Burada özellikle basında yer alan “şunlar yapılacak, bunlar yapılacak” şeklindeki iddialara itibar edilmemelidir. Adalet Bakanlığı bünyesinde bu yönde özel bir hazırlık söz konusu değildir. Kanun yapma yetkisi münhasıran milletvekillerine aittir. Bizler yalnızca teknik destek sunarız. Bu süreçte kullanılan ifadelere çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Süreci sabote etmeye, bozmaya ve Türkiye’nin terörden kurtulmasını istemeyen çevrelerin provokasyonlarına karşı sağduyulu olunmalıdır.
Terör örgütünün feshi ve silah bırakma süreci, hem yurt içinde hem de yurt dışında devletimizin ilgili kurumları tarafından titizlikle izlenmektedir. Bu izleme süreciyle ilgili bilgiler de komisyona aktarılmaktadır. Silah bırakmanın fiilen gerçekleşip gerçekleşmediği ve sürecin hangi aşamada olduğu gibi hususlar raporda yer alacaktır.
“BUNUN ADI BARIŞ YASASI OLMAZ, GEÇİŞ YASASI DA OLMAZ”
Bu çerçevede komisyon raporlarını hazırlayacaktır. Burada bahsettiğiniz şekliyle bunlara bir “barış yasası” demek doğru değildir. Burada, terör örgütünün feshiyle birlikte ortaya çıkacak yasal düzenleme ihtiyaçları söz konusudur. Silah bırakmanın kesinleşmesiyle beraber, terör örgütünün tasfiyesine yönelik olarak gerekli yasalar varsa, bunlar hukuk devleti ilkesi ve hukuk çerçevesi içerisinde gerçekleştirilecektir. Bunlara “barış yasası” demek doğru değildir. Çünkü biz savaş halinde değildik. Bu ülke 41 yıldan bu yana terörle mücadele etmiştir ve terörün istismar ettiği bütün alanları ortadan kaldırmıştır. Ayrımcılığı ortadan kaldırdık.
Türkiye’nin dört bir tarafına, doğusundan batısına; üniversiteleriyle, hastaneleriyle, barajlarıyla, fabrikalarıyla hiçbir ayrım yapmadan, Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük gayretiyle büyük yatırımlar yaptık. Ayrımcılığı ortadan kaldırdık. Burada özellikle büyük acılar yaşatan, bize trilyonlarca kayıp verdiren terör örgütünün feshi sonrasında, terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili olarak hukuk devleti çerçevesinde yasal düzenleme gerekiyorsa, bunu Meclis elbette ki yapacaktır.
Ama bunun adı barış yasası olmaz, geçiş yasası da olmaz. Nereden nereye geçiyoruz? Rejim değişmiyor. Dolayısıyla terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili ihtiyaç duyulan tasfiye yasaları söz konusu olacaksa olur. Bu da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan komisyonun çizeceği yol haritası çerçevesinde gerçekleştirilecek konulardır.
ROJİN KABAİŞ’İN ÖLÜMÜ
Rojin Kabaiş olayıyla ilgili soruşturma, arkadaşlar, telefon incelemesi kapsamında devam ediyor. OECD Adalet Bakanları Toplantısı’nda İspanya Adalet Bakanı’yla bir görüşme gerçekleştirmiştik. Daha sonra Adalet Bakanlığı’nda kendisini ziyaret etmiştim ve konuyu teferruatlı bir şekilde anlatmıştım.
İspanya’da bu telefonun çözümüyle ilgili çalışma yapılabileceğini öğrendik. İspanya Adalet Bakanı Sayın García, İçişleri Bakanı’yla da irtibat kurarak bu noktada görevlendirmeler yapmıştı. Biz de telefonu görevlilerle birlikte gönderdik. Şu anda telefon İspanya’da inceleme aşamasındadır. Son aldığımız bilgiye göre, 10 haneli bir şifre kullanıldığına yönelik bir tespit söz konusudur. Bu şifrelerin çözülmesiyle ilgili çalışmalar şu anda devam etmektedir.
Telefondaki şifre çözüldükten sonra dijital incelemeler yapılacaktır. Daha önce yapılan delil tespitleri ve dijital incelemelerde bir sonuca ulaşılamamıştı. Telefonun çözülmesiyle birlikte, konunun aydınlatılmasına yönelik önemli verilere ulaşabileceğimizi umut ediyoruz.
Rojin evladımızın hayatını kaybetmesi hepimizi derinden sarstı. Ailesinin acısını buradan bir kez daha paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. Evlat acısı elbette ki kolay değil. Onlar da olayın bir an önce aydınlatılmasını istiyor. Bizler de bu süreçte, adli tıp ve diğer kriminal incelemelerle bir sonuca ulaşılamayınca, telefon şifresinin İspanya’da çözülebileceğini öğrendik ve İspanyol adli makamlarıyla adli yardımlaşma kapsamında çalışmalarımızı sürdürdük. Şifrelerin çözülmesiyle birlikte bir sonuca ulaşabilmeyi umuyoruz.
İMRALI’DA BİNA YAPIMI İDDİASI
Son olarak şunu ifade edeyim: Bazı haberler doğru değildir. İmralı’da bir bina yapımı söz konusu değildir. Cezaevleri Genel Müdürlüğümüz bu haberlerle ilgili gerekli açıklamaları zaten yapmıştır.